Dünya İşitme Günü, 3 Mart tarihinde ele alınan bir koruyuculuk etkinliğidir. 2007 yılında Pekin' de yapılan, Birinci Uluslararası İşitme Bozukluklarının Önlenmesi ve Rehabilitasyonu Konferansında gündeme alınmıştır. Günün amacı, dünya çapında, kulak ve işitme sağlığı üzerinde farkındalık yaratılmasının sağlanması ve bu konu üzerinde toplumun bilinçlendirilmesidir.
Alexander Graham Bell annesinin ve eşinin duyamadığı sesleri kaydetmeyi başaran Bell ‘in işitme kayıpları üzerine sayısız çalışmaları bulunmaktadır. İskoçyalı bilim adamının bu çalışmalarından dolayı doğum günü olan 3 Mart 1947 tarihi, Dünya Kulak ve İşitme Günü olarak kutlanmaktadır.
Toplumda sağlıklı bir iletişimin temelini işitme ve konuşma fonksiyonumuz oluşturur. Konuşma gelişiminin sağlıklı bir işitme ile sağlanabildiği düşünülürse işitmenin önemi daha iyi anlaşılacaktır. İşitme kaybına bağlı olarak gelişen sorunların çözümü, bireyin toplumsal yaşama güçlü bir şekilde katılmasını sağlamakta ve yaşam kalitesini artırmaktadır.
Bu açıdan bakıldığında, işitme kaybının erken teşhisi büyük önem taşımaktadır. Özellikle ilk 3 Yaşta gelişimin büyük ölçüde tamamlandığı işitme ve konuşma fonksiyonumuzun değerlendirilmesi ve varsa işitme kaybının, özellikle ilk 6 aydan önce belirlenip müdahale edilmesi, çocuğun işitme ve konuşma engelli bir birey olmaktan çıkıp topluma normal bir birey olarak kazandırılmasını sağlamaktadır.
İşitme kaybı her yaşta ortaya çıkabilir, ancak yaşlılarda bu risk daha fazla görülebilir. İşitme kaybında erkekler, kadınlardan daha fazla etkilenir. 65 ila 74 yaşlarındaki erkeklerin yüzde 10'undan fazlasının farklı derecelerde işitme kaybı yaşadığı tahmin edilmektedir. İşitme kaybı doğumsal olarak gelişebileceği gibi bazı faktörlere bağlı olarak da ortaya çıkabilir.
İlaç kullanımı
Kanser tedavisi gören hastalarda kullanılan kimi kemoterapi ilaçları ve idrar söktürücü (dirüetikler) olarak tanımlanabilecek bazı ilaçlar işitme kaybına yol açabilir.
Bası
Tümörler veya kafa içinde basınca yol açan hastalıklarda işitme kaybına sebep olabilir.
Yaş
Yaşla birlikte duyuda kayıplar yaşanabiliyor. Özellikle 40 yaş sonrası kişilerde yaşlılığa bağlı iç kulak ve sinirleri etkileyen hastalıklar gözlemlenebilir. Enfeksiyonlar veya metabolik hastalıklar: şeker veya endokrin hastalıkları gibi enfeksiyonel hastalıklar da işitme kaybında önemli bir rol oynayabilir.
Yüksek ses
Özellikle yüksek sesli yerlerde çalışan kişileri tehdit eden yüksek ses, 95 desibel ve üstü ani işitme kayıplarına neden olabiliyor. Bunların yanı sıra, aşağıda sayılanlar da işitme kaybına neden olabilecek durumlar arasında sayılabilir:
•Viral veya bakteriyel enfeksiyonlar
•Orta kulakta kronik olarak sıvı birikmesi
•Kafa yaralanmaları
•Anormal kemik büyümesi
•İnme
•Genetik çekim
•Meniere hastalığı
İşitme kaybının tedavisinde ise birçok farklı tedavi yöntemi bulunmaktadır.
İşitme cihazları
Doğru işitme cihazı sözel ve işitsel iletişimi yeniden kurup geliştirmeye yardımcı olabilir.
Timpanostomi tüpleri
Basınç dengeleme tüpleri, kronik orta kulak sıvısını tahliye etmeye yardımcı olur. Otoskleroz: Eğer sorunun orta kulakta bulunan çekiç-örs-üzengi kemiklerinden kaynaklandığı tespit edilirse, bunlar işlevsel bir protez kemiği ile değiştirilebilir.
Koklear implant
İşitme cihazlarının yardımcı olmadığı kimi hastalarda sesi dış ortamdan alarak doğrudan işitme sinirine aktaran cihazlardır.
Yardımcı dinleme cihazları
Yardımcı dinleme cihazları arasında telefon amplifikatörleri, kişisel FM sistemleri ve TV dinleme cihazları bulunabilir.
Konuşma-okuma eğitimi
Konuşma-okumada (dudak-okuma olarak da bilinir) biçimsel talimat, konuşma anlayışınızı arttırmak için ağız hareketlerini anlamanıza yardımcı olabilir.
İlaçlar
Altta yatan Meniere gibi bir takım hastalıklar tespit edildiği takdirde, bunların tedavisinde çeşitli ilaçlar kullanılabilir.
Prof. Dr. Devrim Bektaş
KBB Uzmanı