30 Mart Dünya Bipolar Günü
02 Eylül 2020

IMG_0045 kopya.jpg

Bipolar bozukluğun bir diğer adı da manik depresif bozukluktur.  Bu hastalar aşırı hareketlendikleri manik dönemler ile aşırı çöküşü hissettikleri depresif dönemler yaşarlar. Hastalık geç ergenlik ya da erken erişkinlik döneminde başlayabilir. Bipolar hastalar uygun bir tedavi ile hayatlarına normal seyrinde devam edebilirler. Doğru tedavi, kişiye özel düzenlenmiş bir ilaç tedavisinden ve kişinin bu hastalık ile ilgili bilgileri ve başa çıkma stratejileri öğrendiği bir psikoterapiden oluşur.

Bipolar Bozuklukta her hastanın ilaç yanıtı ve yan etkileri, mevsimsel özellikleri ya da atak öncesi öncü belirtileri farklı olabilir. Sabit bir hekim ya da merkez tarafından takip edilmek hastalıkla başa çıkmayı kolaylaştıracaktır.

Bipolar bozukluk manik ve depresif ataklarda ayrı, atakların olmadığı iyilik dönemlerinde ayrı tedavi yaklaşımları gerektirmektedir. Yeterince bilgilenmeden hastalıkla başa çıkmak çok güç olacaktır. Herhangi bir atağın olmadığı iyilik dönemlerinde de atak gelmesini engelleyen koruyucu tedaviler etkilidir. Tedaviyi sürdürmek bu anlamda çok önemlidir.

Bipolar bozuklukta aile desteği son derece önemlidir.

Aileler atakların öncü belirtilerini  gözlemlemekte ve gerek halinde hekime ulaştırmada yararlı olabilirler.

Bipolar bozuklukta ilaç tedavisi yanı sıra yaşam biçimini düzenlemek te gerekebilir. Uyku düzenine özellikle dikkat etmek önemlidir. Egzersiz yapmak, içki ve uyuşturucudan uzak durmak da hastalığın gidişatında olumlu etki gösterir.

Bipolar bozukluk uyku düzeninizi etkilemediği sürece herhangi bir etkinlik ya da mesleği sürdürmenize engel değildir.

Türkiyede bipolar bozukluk yaşayan yaklaşık 5 milyon kişi yaşamaktadır.

Dr. Öğr. Üye. Aylin Arslan
Psikiyatri Uzmanı